T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
İSTANBUL / SİLİVRİ - Abdullah Bilgingüllüoğlu Özel Eğitim Meslek Okulu

DOWN SENDROMU

Down Sendromu Nedir?

Down sendromu, genetik bir farklılık, bir kromozom anomalisidir. En basit anlatımı ile sıradan bir insan vücudunda bulunan kromozom sayısı 46 iken Down sendromlu bireylerde bu sayı üç adet 21. kromozom olması nedeniyle 47 olmaktadır. Down sendromu tedavi edilmesi gereken bir hastalık değil, genetik bir farklılıktır. Hücre bölünmesi sırasında yanlış bölünme sonucu 21. kromozom çiftinde fazladan bir kromozom yer alması ile meydana gelir.

04-05-2021

Down sendromuna sebep olduğu bilinen tek etmen hamilelik yaşıdır, 35 yaşüstü hamileliklerde risk artar. Ancak genel olarak genç kadınlar daha fazla bebek sahibi olduğundan Down sendromlu çocukların %75-80'i genç annelerin bebekleridir. Ülke, milliyet, sosyo-ekonomik statü farkı yoktur. Ortalama her 800 doğumda bir görülür. Tüm dünyada 6 milyon civarında Down sendromlu birey yaşamaktadır. Türkiye'de tam bir veri yok ama yaklaşık 70.000 Down sendromlu kişi olduğu tahmin ediliyor. Hafif veya orta seviye zihinsel ve fiziksel gelişim geriliğine sebep olur. Down sendromlu çocuklar sağlıklı, mutlu ve çeşitli alanlarda toplumsal üretime katkı sağlayabilecek şekilde yetiştirilebilirler.

Değişik Tipleri Var Mı?

3 tip Down sendromu vardır.

1)Trisomy 21

Down sendromlu nüfusunun %90-%95'ini oluşturan standart tiptir. Bu tipte fazladan bir adet 21.kromozom yumurta veya sperm hücresinden gelmekte veya döllenmenin daha ilk aşamalarındaki bir noktada yanlış bölünme nedeniyle (yani kromozomlar bölünürken birbirine yapışık kalması ve bu yapışıklığın bir taraftan 2 diğer taraftan da 1 kromozom gelmesine yol açması nedeniyle) yeni hücreler 3'er adet kromozom ile toplam 47 kromozom olarak oluşurlar.

2)Translokasyon

Down sendromlu nüfusunun %3-%5'ini oluşturan tiptir. Bu tipte 21.kromozomun bir parçası koparak başka bir kromozoma (örn. 14.kromozom gibi) yapışmaktadır. Birey adet olarak 46 kromozoma sahiptir ama genetik bilgi olarak 47 kromozom bilgisi vardır. Burada da 21.kromozom 3 adet olduğundan birey standart tipteki aynı özellikleri gösterir. Down sendromunun diğer tipleri kalıtımsal değildir. Yalnız translokasyon tipte ebeveynlerden bir tanesinin taşıyıcı olması durumunda Down sendromu kalıtımsal olmaktadır. Bu oran %33'dür. Eğer taşıyıcı anne ise translokasyon Down sendromlu çocuk doğurma olasılığı %20, taşıyıcı baba ise %5-%2 arasındadır. Translokasyon tipte ileriki doğumlardaki risklerin bilinmesi açısından genetik danışmanlık daha önemli olmaktadır.

3)Mozaik

Down sendromlu nüfusunun %2-%5'ini oluşturan tiptir: Bu tipte bazı hücreler 46 kromozom taşırken bazıları 47 kromozom taşımaktadır. Yanlış bölünme döllenmenin ileri aşamalarında gerçekleştiğinde bir hat 46 kromozom diğer hat ise 47 kromozom olarak devam eder ve mozaik bir yapı oluşturur.

04-05-2021

Özellikler Nelerdir?

Down sendromlularda görülen bazı fiziksel özellikler çekik küçük gözler, basık burun, geniş eller, kısa parmaklar, kıvrık serçe parmak, kalın ense, avuç içindeki tek çizgi, ayak baş parmağının diğer parmaklardan daha açık olmasıdır. Vücut kısa ve tıknaz bir görünüme sahiptir. Kasların kasılmasını sağlayan kas tonusu ise zayıftır. Bu özelliklerin hepsi veya birkaçı görülebilir

Down sendromlu bebekler istisnalar olmakla beraber yaşıtlarından daha yavaş büyürler. Bu bebeklerde baş kısmının normal bebeklere göre daha küçük olduğu söylenebilir. Baş bölgesindeki bir diğer farklı özellik ise ensenin daha kısa olmasıdır. Ayırt edici olan bu özellik dikkate alınarak henüz anne karnında bebeğin ense kalınlığı ölçülerek Down sendromu riski hesaplanabilir. Yüz bölgesinde bazı farklılıklar görmek mümkündür. Yassı bir burun ile ayrık ve çekik gözler Down sendromlu bebekler için ayırt edici özellikler arasında yer alır. Bunun yanında dilin büyük olması da Down sendromlu bireylerde görülebilen bir durumdur.

Zihinsel gelişimleri geriden gelmektedir. Bu gerilik yaş büyüdükçe daha belirgin olarak gözükmekte, ancak uygun eğitim programları ile Down sendromlu çocuklar pek çok başarıya imza atmakta ve toplum hayatı içinde anlamlı hayatlar kurabilmektedirler. Burada düzenli ve disiplinli bir eğitim programı ve bol tekrar en önemli faktördür.

Down sendromlu bireyler genel olarak yaşıtlarından daha kısa boylu olurlar ve metabolizmalarının yavaş çalışması nedeni ile doğru beslenme alışkanlığı edinmezlerse ileri yaşlarda kilo problemi yaşayabilirler.

Farklı derecelerde olmak üzere kas gevşekliği (Hipotoni) nedeni ile fizyoterapi desteğine ihtiyaç duyarlar. Bebeğiniz doğar doğmaz biz fizyoterapist ile görüşerek bilgi almanız ve ileriye dönük bir destek programı hazırlamız çok önemlidir. Hipotoninin az veya fazla olmasına göre bazı bebekler uzun süre başlarını bile tutmakta zorlanabilirler ancak fizyoterapi desteği ile gelişim basamaklarını kendi hızlarında tamamlar.

Down sendromlu bireyler bazı rahatsızlıklara daha yatkın olabilmektedirler. Bu yüzden sağlık kontrollerinin aksatılmadan ve zamanında yapılması, doğru sağlık danışmanlığının alınması hayati önem taşımaktadır.

 Zihinsel Geriliğin Dereceleri

Her çocuk gibi Down sendromlu çocuklar da farklı zekâ seviyesine, yetenek ve kişiliğe sahiptirler. Burada kilit nokta çocuğunuzun kapasitesini maksimum düzeyde kullanabilmesi için zamanında ve doğru desteği alabilmesidir. Erken eğitim programları, fizyoterapi, dil terapisi, alternatif terapiler, oyun grupları gibi seçenekler aileler tarafından iyice değerlendirilmeli ve doğru kaynaklara ulaşılarak karar verilmelidir.

Down Sendromu Tanısı Naıl Konulur?

Down sendromu tanısı konulması için bebeğin doğumunun beklenmesine gerek yoktur. Bebeğin anne karnında Down sendromlu olup olmadığı, gebelikte yapılacak bazı testlerle saptanabilir. Tarama ve doğum öncesi tanı testleri olarak tanımlanan bu testler, Down sendromu teşhisi konulması konusunda doktorlara büyük bir kolaylık sağlar. Tarama testleri kesin sonuç vermezken, tanı testlerinin kesin sonuç verdiği söylenebilir.

Tarama Testleri

Tarama testleri ikili, üçlü ve dörtlü tarama testleri olarak sınıflandırılır. İkili ve üçlü tarama testleri ülkemizde genellikle her gebeye rutin olarak yapılan testlerdir.

İkili Test

Gebeliğin ilk 3 ayı içerisinde rutin olarak kan tahlili ve ultrason görüntülemesi yapılır. Kan tahlilinde ise Down sendromu durumunda artan bazı proteinlerin olup olmadığına bakılır. Bunlar PAPP-A ve bHCG proteinleridir. Kan tahlilinde bu proteinlerin varlığına rastlanırsa, bu durum, Down sendromu tanısı ihtimalini artırır. Daha sonrasında, ultrason çekilmesi gerekir ve ense kalınlığı, burun kemiği gibi Down sendromunu tanısı açısından ayırt edici olabilecek faktörler tespit edilmeye çalışılır. İkili test olarak adlandırılan bu yöntemle %90'a varan doğruluk oranıyla Down sendromunun tespit edilebildiğini söylemek mümkündür.

Üçlü ve Dörtlü Test

Bu testlerde kan içerisinde bulunan daha fazla maddeye bakıldığından, bu tarama testleri, üçlü veya dörtlü test olarak isimlendirilir. Genellikle 16 ila 20. hafta arasında yapılan bu testlerde, ikili testte olduğu gibi kanda Down sendromuna işaret edebilecek bulgular aranır. Doğruluğu yüzde 65 ila 80 arasında değişmektedir.

Doğum Öncesi Tanı Testleri

Tarama testlerinde herhangi bir şüpheli durum ortaya çıktığında tanıyı doğrulamak için tanı testlerine başvurulması gerekir. En çok kullanılan doğum öncesi tanı testleri amniyosentez ve koryon villus biyopsisi (CVS) gibi testlerdir.

Amniyosentez

Genellikle gebeliğin 14 ila 22. haftası arasında yapılan bu testte ultrason yardımıyla bir iğne aracılığıyla annenin karnına girilir ve bebeğin çevresinde bulunan amniyon sıvısından örnek alınır. Bu örnekler çeşitli yöntemlerle test edilip daha sonrasında tanı konabilir. Amniyosentez, Down sendromu açısından kesin tanı konulmasını sağlar.

Koryon Villus Biyopsisi (CVS)

9 ila 14. haftalar arasında uygulanabilen bu yöntemde, anne karnına özel bir iğneyle girilir ve plasentadan örnek alınır. Alınan bu örnek incelenerek tanı konulur ve amniyosentezde olduğu gibi bu yöntem de kesin tanı konulmasına yardımcı olur.

Göbek Bağından Kan Alınması

Bebek anne karnındayken kordon bağından kan alınması şeklinde gerçekleştirilen bu yöntemde, alınan bu kan örneğiyle birtakım testler yapılarak Down sendromu tanısı koymak mümkündür. Güvenilirlik açısından bu yöntem, başka yöntemlerle de doğrulanabilir.

04-05-2021

Down Sendromu Tedavisi Nasıl Olur?

Down sendromu hakkında en çok merak edilen konuların başında Down sendromunun tedavi edilip edilmediği gelir. Ancak, bu konuda öncelikle insanların bakış açısını değiştirmelerinin en doğrusu olacağı söylenebilir. Down sendromuna bir hastalık değil, bir farklılık olarak bakmak daha doğrudur. Bu nedenle, tedaviden çok, Down sendromlu bireylerin aile ve toplum yaşantısına nasıl uyum sağlayabileceği konusunda çalışmalar yapılmalı, bu konuda aileler detaylı bir şekilde bilgilendirilerek bu bireylerin topluma kazandırılması sağlanmalıdır.

Elbette bunun için doktor kontrolünde Down sendromlu bebeklerin gelişim süreçlerinin değerlendirilmesi gerekir. Özel eğitimlerle bebekler yaşlarına göre uygun becerileri kazanma ve sosyalleşme konusunda desteklenebilir. Down sendromlu bireylerin yatkın olduğu hastalıklar bakımından da gerekli kontrollerin zamanında yaptırılması büyük önem taşımaktadır.

Bunlara ek olarak, Down sendromlu bireylerin sağlık durumu yakından takip edilmeli, her çocukta olduğu gibi aşıları ve kontrolleri düzenli bir şekilde yaptırılmalıdır.

Beslenme

Down sendromlu çocuk­larda aşırı kilo alma eğilimi vardır. Bu da çocuğun hareket becerilerini kısıtlar. O yüzden sağlıklı, kaliteli ve yeterli seviyede bir beslenme programı gerekir

Fizik Tedavi

Çocuklarda fiziksel yetersizlikleri minimuma indirebilmek için erken dönemde fizik tedaviye başlamak önemlidir

Erken Eğitim

Annenin çocukla özel bir duygusal bağı oluşturması ve bebeğe da­ha fazla zaman ayırabilmesi çok önemlidir. Dil ve zekâ gelişimi konusunda çocuğun özel eğitim alması sağlanmalıdır. An­ne bu eğitim sırasında, eğitimciler, tera­pistler, psikologlar, sosyal hizmet uz­manları gibi teknik personelden yardım görür. Böyle bir eğitimin Down sendromlu çocuklarda görülen zeka geriliğini azalttığı tespit edilmiştir.

Akademik Hayat

Down sendromlu çocukların normal bir anaokuluna yerleştirildiklerinde genellikle çok iyi ilişkiler kurdukları ve yaşıtlarıyla kaynaştıkları gözlenmiştir. Normal çocuklarla aynı okula başlamaları, oprada özel bir yaklaşımla adapte edilmeleri onların zihinsel, ruhsal, sosyal gelişimleri için çok önemlidir. Ayrıca moral ve motivasyon açısından son derece önemlidir.

Normal Çocuklarla İletişim

Down sendromlu çocukların da diğer ço­cuklar gibi oynamaya, ço­cukların dünyasına katılmaya ihtiyacı vardır. O yüzden normal çocuklarla iletişime teşvik etmek gerekir. Bu onların sosyal becerilerinin gelişimi açısından da çok önemlidir. Bunun yanı sıra, Down sendromlu bireylerin duygusal ve psikolojik problemlere başa çıkması sağlamak için bu konuda profesyonel destek almak oldukça önemlidir.

Paylaş Facebook  Paylaş twitter  Paylaş google  Paylaş linkedin
Yayın: 04.05.2021 - Güncelleme: 04.05.2021 14:16 - Görüntülenme: 243
  Beğen | 0  kişi beğendi